Editör notu: Haberde kullanılan görsellerin bazıları, ‘ideogram.ai’ adresli internet sitesi üzerinden yapay zeka yardımıyla hazırlandı.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 2024-YKS tercih işlemlerinin 25 Temmuz Perşembe günü başladığını açıkladı. Üniversite adayları, 2 Ağustos Cuma günü saat 23.59’a kadar bölüm tercihlerini yapabilecek.
Türkiye’nin dört bir yanından çok sayıda öğrencinin, idealleri doğrultusunda seçim yapma maratonu başladı. Her yıl binlerce mezun veren iletişim fakülteleri de yeni öğrencilerini yetiştirmek için gün sayıyor.
ÜNİVERSİTE ADAYLARININ SORULARINA MEZUNLAR YANIT VERDİ
Google Trends verilerine göre; tercih dönemindeki birçok üniversite adayı, “Gazetecilik okunur mu”, “Gazetecilik mezunu ne iş yapar”, “Gazetecilik mezunları ne kadar kazanır”, “Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü okunur mu”, “Radyo, Televizyon ve Sinema mezunu ne iş yapar” gibi sorulara yanıt arıyor. Gazete Stalk, iletişim fakültelerinin farklı bölümlerinde eğitim almış mezunlara ulaştı. Gelin, bu soruların yanıtlarını mezunlardan dinleyelim…
SEDA BAŞPINAR (RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA)
İstanbul Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü mezunu Seda Başpınar, eğitiminin kariyerine yönelik etkilerini anlattı.
Başpınar, “Sinemanın büyüleyici dünyasına adım atmak isteyenler için RTS bölümü rehber niteliği taşıyabilir. Rehber diyorum çünkü sinema tarihinden medya teorilerine, senaryo yazımından prodüksiyon tekniklerine gibi konularda teorik bilgi birikimi edinmeniz bu bölümde mümkün. Yanı sıra bu bölümde okuyanlar kamera kullanımı, fotoğrafçılık, kurgu gibi pratik uygulamalara yönelik kazanım elde edebilirler. Ayrıca unutulmaması gereken bir şeyin altını çizmek isterim: Ne teorik kazanım ne de pratik deneyim bölüme başlayıp bitirdiğinizde size paket olarak verilmeyecek. Tüm bu konularda kendinizi geliştirmek gösterdiğiniz çabayla doğrudan ilişkili” görüşünü paylaştı.
Radyo, televizyon ve sinema bölümünde eğitim alırken gazetecilik bölümünden seçmeli dersler alma imkanı olduğunu da söyleyen Başpınar, özetle şunları söyledi:
“Eğitim sürecim boyunca kazandığım bilgi ve deneyimler, kariyerimde bana büyük avantajlar sağladı. Gazetecilik bölümünden aldığım seçmeli dersler sayesinde haber yazımı, röportaj teknikleri ve medya hukuku gibi konularda bir altyapı edinmiştim. Ayrıca sektörden insanlarla yolumun kesişmesine yine okuduğum bölüm vesile oldu.”
RTS MEZUNLARI HANGİ ALANLARDA ÇALIŞABİLİR?
Başpınar, “Radyo, televizyon ve sinema bölümünden mezun olanlar hangi alanlarda çalışabilir” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Radyo, televizyon ve sinema bölümünden mezun olanlar için kariyer seçenekleri oldukça geniştir. Mezunlar gazetecilik, televizyon prodüksiyonu, radyo yayıncılığı, film yapımı, reklamcılık, halkla ilişkiler ve sosyal medya yönetimi gibi pek çok alanda iş bulabilirler. Ayrıca, medya araştırmaları ve akademik kariyer de diğer önemli seçenekler arasında.”
“Radyo, televizyon ve sinema bölümü mezunları gazetecilik de yapabilir mi” sorusunu cevaplayan Başpınar, “Eğer tercih etmeyi düşündüğünüz üniversite iletişim fakültesindeki diğer bölümlerden ders alma imkanı tanıyorsa gayet mantıklı. Benim mezun olduğum İstanbul Üniversitesi’nden böyle bir olanak vardı ve faydasını gördüğümü düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“YİNE AYNI BÖLÜMÜ SEÇERDİM”
Başpınar, tekrar seçim yapma imkanı olsa yine aynı bölümü tercih edeceğini belirterek, “Tekrar tercih etme şansım olsa yine Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünü seçerdim. Bu bölüm, bana hem kişisel hem de profesyonel olarak büyük katkılar sağladı. Aldığım eğitim, mesleki becerilerimi geliştirdi ve medya sektöründe kendime bir yer edinmemi sağladı” diye konuştu.
Başpınar, RTS bölümünü tercih edecek olan üniversite adaylarına önerilerini sıralarken, eğitim süreçlerini mümkün olduğunca aktif geçirmeleri gerektiğini vurguladı:
“Bu bölümü tercih edecek öğrencilere önerim, eğitim süreçlerini mümkün olduğunca aktif ve verimli geçirmeleri olur. Derslere katılım göstermek, projelerde yer almak ve sektörde staj yapmak, öğrencilerin kendilerini geliştirmeleri için önemli fırsatlar. Ayrıca, medya sektöründe başarılı olabilmek için sürekli olarak güncel gelişmeleri takip etmek ve kendilerini bu alanda geliştirmek de çok kıymetli. Okul dışında da bol bol film izleyip analiz yapmak, yazı yazma ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek, öğrencilerin faydasına olur. Son olarak network oluşturmanın ve sektördeki profesyonellerle bağlantı kurmanın da kariyerlerinde büyük bir avantaj sağlayacağını unutmamalılar.”
ESRA DOĞAN (TV HABERCİLİĞİ VE PROGRAMCILIĞI)
İstanbul Beykent Üniversitesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’nden mezun olan Esra Doğan, eğitiminde ve profesyonel kariyerinde yaşadığı deneyimleri anlattı. Doğan, mezun olduğu bölümün kariyerinin ilerleyişinde birçok olumlu etkisi olduğunu söyledi.
Doğan, eğitim aldığı bölümü genel hatlarıyla şu şekilde özetledi:
“Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü, medya sektörüne ilgi duyanlar için çok güzel bir alan. Bu bölümde haber yazma, röportaj teknikleri, kamera kullanımı, kurgu ve montaj gibi eğitimler veriliyor. Bölümde, hem uygulamalı hem de teorik anlamda birçok ders veriliyor. Mezun olduktan sonra da eğer ki atılgan, iletişim becerileri de kuvvetli bir öğrenci iseniz birçok avantajı olabilir. Çünkü bu sektörde, yetenek ve bilginin yanı sıra insanlarla kurulan iletişim de çok önemlidir. Mezun olduktan sonra televizyon kanallarında, gazetelerde, ajanslarda çalışma imkanı oluyor. Bölümün dezavantajından bahsetmem gerekirse, o da stresli ve yoğun çalışma saatleri olabilir. Ama bu da bence alıştıktan sonra tatlı gelen bir dezavantaj.”
“EĞİTİMİM SAYESİNDE İŞİMDE SIKINTI YAŞAMADAN İLERLEYEBİLİYORUM”
Aldığı eğitimin kariyerindeki etkilerinden bahseden Doğan, şöyle devam etti:
“Çok iyi bir eğitim aldığımı söylemem ancak sektörde faydasını fazlasıyla gördüm. Çok kıymetli, değerli, sektörde tanınan hocalarım oldu. Özellikle onların etkisini çok gördüm. Hocalarım, haber yazma alanında çok ileri seviyelere ulaştırdılar beni. Sektörde bunun faydasını fazlasıyla gördüm. Televizyonculuğu bilmenin faydaları sayesinde işimde sıkıntı yaşamadan ilerleyebiliyorum. Referans açısından da çok etkileri oldu.”
“KARİYERİMİN BAŞINDA ALDIĞIM ÜCRETTEN MEMNUN DEĞİLDİM”
Kariyerine başladığı ilk günlerde tatmin olmadığı bir ücret aldığını söyleyen Doğan, şu anki kazancından memnun olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Şu anda sektörde çalışıyorum. Mezun olmadan meslek hayatına atıldım. O zaman aldığım ücretten çok memnun değilim ama kendimi geliştirdikten ve mezun olduktan sonra geldiğim seviyeden memnunum. Şu an için aldığım ücret beni tatmin ediyor.”
“TEKRAR TERCİH ETME ŞANSIM OLSA YİNE AYNI BÖLÜMÜ SEÇERDİM”
Doğan, “Tekrar tercih etme şansınız olsa yine bölümünüzü seçer miydiniz” sorumuza ise şu yanıtı verdi:
“Evet yine olsa yine seçerdim. Çünkü mesleğimi seviyorum. O stres ortamını çok iyi idare ettiğimi düşünüyorum. Medya sektöründe çalışmayı seven, kaos alanı ile başa çıkabilen, iletişim becerisi kuvvetli insanlar için kesinlikle tavsiye edeceğim bir bölüm.”
Doğan, iletişim fakültesinde eğitim almayı düşünen üniversite adaylarına ayrıca şu tavsiyeleri verdi:
-Okulun faydası olacak ama bununla yetinmeyin. İletişim kurslarından eğitim alın.
-Mezun olmayı beklemeyin. 2 veya 3. sınıfta sektörde staj, iş aramaya başlayın. Atılgan olun.
DEDEKTİF-(RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA)
Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nde eğitim alan, 5 yıllık gazetecilik kariyerinin ardından devlet memuru olan ve bu nedenle ismini açıklayamayan bir diğer mezun da deneyimlerini aktardı.
Gazete Stalk olarak, ‘dedektif’ mahlasını seçtiğimiz iletişim fakültesi mezunu, aldığı eğitim ve gazetecilik mesleği ile ilgili düşüncelerini şu ifadelerle anlattı:
“Türkiye’de son zamanlarda çok iletişim fakültesi açıldı. Ben Konya Selçuk Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü mezunuyum. Üniversitedeki ev arkadaşım gazetecilik bölümü okuduğu için gazetecilik bölümü hakkında da bilgim var. Öncelikle eğlenceli bir bölüm. İletişim fakültesinde ne okursanız okuyun bölümlerden çok odaklanmanız gereken belli başlı konularda kendinizi geliştirmek. Teorik olarak zaten gazetecilik bölümlerinde verilen dersler üç aşağı beş yukarı tüm ülkede aynı. Burada kıstas gazetesi olan okullarda okumak. Örneğin Selçuk üniversitesinin kendi televizyonu, gazetesi, reklam atölyesi vardı. Bölümden doktora yapmak araştırma görevlisi olmak artık baya zorlaştı. Kadro problemi de var. Lütfen arkadaşlar okumak için okumayın. İletişim fakültelerinde kendini geliştirecek bir şey yapmazsanız sonunuz işsizlik olur. Gazetecilik bölümünü okurken kesin staj yapmalı gerekirse bir gazetede çalışmaya başlamalısınız. Ama şunu belirtmekte fayda var ki günümüzde gazetecilik okumak muhabir olmak iyice zorlaştı. Dar bir piyasa var tanıdık vb. olmadıkça işe girmek zor ve ailenizden 4-5 sene maddi katkı almanız lazım ki İstanbul, Ankara gibi şehirlerde geçinebilesiniz. Zira aldığınız ücretler sizi tatmin etmeyecek.”
“OKUL BU İŞİN YÜZDE 35-40’I”
Gazeteciliğin teorik kısmının okulda, pratik kısmının ise sahada öğrenileceğine dikkat çeken ‘dedektif’, “Tabii ki İletişim mezunu biri olarak elbette gördüm. Ama okul bu işin yüzde 35-40’ı. İşin kendinizi geliştirebileceğiniz yeri saha. Gazeteci gazeteciliğin tüm kurallarını okulda öğrenir. Sahada pekiştirir. Gazeteci fotoğraf çekmesini okulluysa okulunda öğrenir o fotoğraf makinesindeki her şeyi bilmeniz lazım. Kurgu öğrenmeniz lazım. Okullarda bunları öğrenebiliyorsunuz.” dedi.
“YEREL GAZETELERDEN ÇOK ŞEY BEKLEMEYİN”
Yerel medyada 5 yıl çalıştığını ve aldığı ücretin düşük olduğunu söyleyen ‘dedektif’, sözlerine şöyle devam etti:
“Sektörde 5 senem geçti. Şu an sektörde çalışmıyorum. Asgari ücretin bir tık üstüne çalıştım. Başlarda onun da yarısını alıyordum. Arkadaşlar aldığınız ücretin, sizi tatmin etmesi için hem sabit bir maaş hem de kaşeli muhabir olmalısınız. Yerel gazetelerden çok şey beklemeyin. Ama devlette bir yerde çalışmak elbette çok iyi. KPSS’den alımlar çok az ve puanlar çok yüksek. AA’ya tanıdığınız yoksa giremezsiniz net.”
“İLETİŞİM FAKÜLTERİLERİNDEKİ ÖĞRENCİLER DAHA ÇOK MÜCADELE ETMELİ”
“Ben RTS mezunuyum. Tekrar seçim yapsam yine aynı bölümü tercih ederdim. Sözel öğrenciler olarak şansımız pek yok zaten. Ya öğretmenlik bölümlerine gideceksin ya da iletişim fakültelerine. Şunu unutmayın hayat bir mücadele ise bu bölümlerde okuyan gençler daha çok mücadele etmelidir. Çünkü ortam Kurtlar sofrası. Kendinizi sürekli geliştirmeniz gerek.”
‘Dedektif’, iletişim fakültesini tercih etmeyi düşünen üniversite adaylarına şu önerilerde bulundu:
-İngilizce başta olmak üzere bir yabancı dil daha öğrenmeliler
-İletişim fakültelerine, çok büyük beklentiler ile gitmeyin. Hayal kırıklığına uğrarsınız.
-Dijitalleşen dünyada kendinizi o yönde geliştirmeniz elzem. Teknolojiyi iyi bilmelisiniz. Bilgisayarı, fotoğraf makinesini iyi bilmelisiniz. Kurgu programlarını bilmeniz sizin açınızdan iyi olacaktır.
-Bol bol kitap okuyun. Genel kültürü olmayan dünyadan bir haber insan gazeteci olamaz. Gazeteci tarihi iyi bilmelidir. Olaylarda neden sonuç bağlamını iyi kurmalıdır.
-Araştırmacı bir karaktere sahip olmalısınız.
-Gezmelisiniz. Gazetecilik bir arayıştır. Sadece asayiş, siyaset haberlerinden ibaret değildir. Gezmeyen görmeyen gazeteci olamaz.
BERAT TEMİZ (SELÇUK ÜNİVERSİTESİ-GAZETECİLİK)
Konya Selçuk Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu Berat Temiz eğitiminin yanı sıra ulusal ve yerel basında yaşadığı deneyimleri anlattı.
“GAZETECİLİK BÖLÜMÜNÜ TAŞRADA OKUMAYIN”
Temiz, bölümüyle ilgili, “Gazetecilik bölümü Türkiye’nin seçkin üniversitelerinden birinde okunmalı. Taşradaki bir üniversitede alınacak gazetecilik eğitiminin mesleki açıdan bir şey katacağını düşünmüyorum. Televizyonu, radyosu, dergisi, gazetesi olan üniversitelerde eğitim alanlar ve bu imkanlardan faydalanan kişiler mezun olduklarında birçok mezundan bir adım önde olur” ifadelerini kullandı.
Temiz, açıklamasının devamında ise şunları söyledi:
-Sektörel açıdan imkanı bol olan bir üniversitede okuduğum için az da olsa faydasını gördüğümü düşünüyorum. Kamera, mikrofon, reji, haber merkezi gibi kavramlarla ilk kez burada karşılaştım. Ancak bölümün katacağı şeylerden çok kişinin çabası ve harcadığı emek tüm kariyerini belirler
“ÜCRETLER TATMİN EDİCİ DEĞİL”
-Sektörde çalışıyorum. 5. yılım bitmek üzere ancak alınan ücretler tatmin edici değil. Yerel medya kuruluşlarında asgari ücret ya da birkaç bin lira fazlasını anca kazanabilirsiniz. Ulusal mecralarda da durum pek farklı değil. Asgari ücretin fazlasını kazanırsınız ama yaptığınız iş ve çalıştığınız koşullar karşısında aldığınız ücret tatmin etmez.
“TEKRAR SEÇME İMKANIM OLSA GAZETECİLİK BÖLÜMÜNÜ SEÇMEZDİM”
Tekrar tercih etme imkanı olsa gazetecilik yerine uzmanlaşacağı farklı bir bölümü tercih edeceğini belirten Temiz, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Benim tekrar tercih şansım olsa gazetecilik bölümünü seçmezdim. Lisans olarak siyaset bilimi, kamu yönetimi, uluslararası ilişkiler gibi bir bölüm okumayı tercih ederdim ya da ön lisans bir bölüm okumak daha cazip olurdu. Gazeteci olmak isteyen arkadaşların bu mesleğe hevesli olması ve gerçekten sevmesi gerekiyor. Okulda öğrendiğiniz birçok şeyin sektörde geçerli olmadığını görecekler. Okul ve sektör çok farklı. Maddiyat düşünüyorlarsa eğer muhabir, editör olarak yüksek maaş alamazlar. Tasarım, kurgu, fotoğraf, kamera dahil her alanda kendilerini geliştirmeye çalışmaları onlar için çok faydalı olacaktır. Sadece muhabirlik ya da editörlük yaparak ne uzarlar ne kısalırlar, sadece yerlerinde sayarlar.”
ASUDE LEYLA ÖZTÜRK (KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ-GAZETECİLİK)
Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nde eğitim alan Asude Leyla Öztürk de öğrencilerin, üniversite eğitiminin yanı sıra kendilerini farklı alanlarda geliştirmeleri gerektiğinin önemine dikkat çekti.
Öztürk, “Gazetecilik bölümü benim için, verilmiş boş bir sırt çantası… Bu kıymetli çantayı 4 yıl boyunca nelerle dolduracağınız, meslek hayatınız boyunca yanınızdan ayırmayacağınız fotoğraf makineniz ve bilgisayarınızın yanına neler ekleyeceğiniz, tamamen sizin çabanıza bağlı bir bölüm. Bölüm olarak size sizin çabanızla güzel yollar açacak bir bölüm olsa da hangi kapıyı aralayacağınız tamamen size kalmış. Bölüm dersleri nispeten diğer bölümlere göre kolay sayılsa da teorik dersler yoğun ezber gerektirebilir” dedi.
Aldığı ücretin kendisini tatmin ettiğini belirten Öztürk, “Şu anda siyasi bir partide basınla ilgili süreçleri yönetiyorum. Aldığım ücret bu sektörle eş değer ilerliyor, mesleğin ilk yılları için yeterli sayılabilir” diye konuştu.
Öztürk, sözlerini şu cümlelerle noktaladı:
“Gazeteciliğin, sadece para kazanma amacıyla ilerlenebilecek bir meslek olduğunu düşünmüyorum. Bizler, etik anlayışlarını kaybetmeyeceğimize, doğrudan ayrılmayacağımıza dair mezun olurken bir söz veririz. Üniversitede bir derste hocamız, “Doğru duvar yıkılmaz” demişti. Ben hep meslek hayatımda o sözün ışığında ilerledim. Kendilerine doğruyu yol edinsinler. Hep söylediğim gibi atılgan olsunlar. Bu sektör sessiz, kendi halinde insanları pek kabul etmez. Çıktıkları her yola ‘ne öğrenebilirim’, ‘bu bana ne katar’, ‘bu proje bana ne gibi faydalar sağlar’ gibi soruları sık sık kendilerine sorsunlar. Bu mesleği en iyi öğrenecekleri yer şüphesiz saha muhabirliği olur. Öğrenmeye yönelik heveslerini hiç yitirmesinler”